13:55 - Sevda Nur Avşar – Dengemi Bozuyorsun Video Klibi Yayında
13:15 - Sibel Can Kıbrıs Bayram Sahnesi
12:26 - Volkan Konak, sahnede kalp krizi geçirdi.
12:12 - DUYGUSAL ANLAR YAŞATTI
15:40 - Soner Sarıkabadayı’nın yeni hit şarkısı “DÖNEMEM ONA” dinleyenleriyle buluştu
16:52 - VARİSLER HAKKINDA DOĞRU BİLDİĞİMİZ YANLIŞLAR!
15:39 - Tip 2 Diyabette Cerrahi Tedavi mümkün mü?
14:13 - Türk Yunan dostluğu için denize açılıyorlar… Cruise gemisinde güzellik yarışması…
04:30 - ÜNLÜ İSİMLER BURAK AKAN’IN İFTAR DAVETİNDE BULUŞTU.
01:49 - Genç Model Can Ün, Marvel Evreninde Kendi Karakterini Oynamayı Hedefliyor.
İnternette yıllar önce yaşanmış bir olaya ilişkin haber, fotoğraf ya da video kaydının arama motorlarında sürekli olarak karşıya çıkması, bireylerin sosyal ve özel hayatlarında mağduriyet yaşamalarına neden olabiliyor. Bu noktada devreye “unutulma hakkı” giriyor.
Unutulma hakkı, bir zamanlar haber değeri taşıyan ancak güncelliğini ve kamu yararını yitirmiş içeriklerin internetten kaldırılmasını veya erişimin engellenmesini talep etme hakkını ifade ediyor. Bu hak, özellikle dijital çağda bireylerin özel hayatlarının gizliliğini koruma amacı taşıyor.
Örneğin yıllar önce bir trafik kazasına karışan bir kişinin ismi ve görüntüsü hâlâ haber sitelerinde yer alıyorsa, bu durum artık kişisel bir mağduriyete dönüşebilir. Unutulma hakkı, olayın gerçek olup olmadığını değil, bireyin hayatı üzerindeki etkilerini ve zamanla oluşan mağduriyetleri dikkate alır. Tıpkı adli sicil kayıtlarının bir süre sonra silinebilmesi gibi, dijital dünyada da bu içeriklerin “makul süre” geçtikten sonra yayından kaldırılması talep edilebilir.
Unutulma hakkının kullanılabilmesi için bazı şartların oluşması gerekir:
Olayın güncelliğini yitirmiş olması,
Haberin kamu yararı taşımaması,
İçeriğin tarihsel veya bilimsel bir veri olmaması,
Haberin yayın süresinin “makul süreyi” aşmış olması (Yargıtay içtihatlarına göre bu süre genellikle 5 yıl olarak öngörülür),
Habere konu kişinin kamusal tanınırlığının bulunmaması,
İçeriğin yorum ve değer yargısı içermesi.
Ancak, bu kriterler somut olay bazında değerlendirilir. Yargıtay’ın emsal kararlarına göre, 5 yılı geçmiş yayınlar için unutulma hakkı tanınırken, 1 yıl gibi kısa sürelerde bu hakkın kullanılabilir olmadığı da örneklerle ortaya konmuştur.
5651 sayılı kanunun 9. maddesine göre unutulma hakkı kapsamında içeriklerin kaldırılması ya da erişimin engellenmesi talepleri için Sulh Ceza Hakimliği’ne başvurulmalıdır. Yetkili mahkeme ise:
İçeriği yayımlayan internet sitesinin Türkiye’deki merkez adresine göre,
Veya başvuruda bulunan kişinin ikametgahının bulunduğu yerdeki Sulh Ceza Hakimliği olarak belirlenmiştir.
Yargıtay ve Anayasa Mahkemesi (AYM), unutulma hakkının sınırlarını çizmek adına önemli kararlar almıştır. AYM’nin 2013/5653 sayılı kararına göre:
Yayının içeriği ve süresi,
Haberin güncelliğini yitirmesi,
Kamu yararı ve haberin toplumsal değeri,
Habere konu kişinin kamuya mal olmuşluğu,
Yayının olgusal gerçek mi yoksa değer yargısı mı içerdiği,
gibi faktörler dikkate alınarak ölçülülük ilkesi kapsamında değerlendirme yapılması gerektiği vurgulanmıştır.
Kişisel Verileri Koruma Kurulu (KVKK), 2020 yılında verdiği kararla, gazete arşivlerinin arama motorları tarafından indekslenmemesi gerektiğini, bu şekilde bireylerin unutulma hakkının korunacağını belirtmiştir.
Avrupa Birliği Adalet Divanı’nın “Google Spain” kararında da, eski tarihli ve güncelliğini yitirmiş haberlerin, kamunun bilgi edinme hakkı ile bireyin özel hayatının gizliliği arasında bir denge kurulması gerektiği ifade edilmiştir.
Sonuç olarak, unutulma hakkı bireylerin geçmişte yaşadığı bir olay nedeniyle sürekli olarak yargılanmaması, etiketlenmemesi ve dijital platformlarda bu olayla yüz yüze bırakılmaması için hayati öneme sahiptir. Adli sicilde olduğu gibi, dijital dünyada da bireylerin belirli bir süre sonra temiz bir sayfa açma hakkı olduğu artık hem ulusal hem uluslararası hukuk tarafından kabul görmektedir.
Unutulma hakkı, dijital çağda bireyin saygınlığını koruma mücadelesidir.