00:13 - 12 yaşındaki kayıp kız çocuğu S.K.’yı Esra Erol 24 saat içinde buldu.
13:02 - Türkiye’nin ‘’model ve oyuncu yıldızları’’ belli oluyor …
23:18 - Antalya’dan yaz coşkusu
15:43 - İstanbul Havalimanı’nda maymun çiçeği virüsü alarmı
15:26 - Işın Karaca, Karşıyaka Meydanı’nda ücretsiz çiçek tohumu ve binlerce fidan dağıtacak
13:30 - Yıldız Tilbe Tarzı.
12:15 - Ayhan Aşan balıkçıda dudak dudağa !
13:51 - UZM. DR. TİMUR HARZADIN: “PSİKOLOJİK EĞİTİM DESTEĞİ HERKESE GEREKLİ”
00:41 - Ünlü sunucu Raif Akyüz’ün bu haftaki konuğu ünlü şarkıcı Tuğba Ünal oldu
Elif Turan röportajını okumadan önce biraz nostalji yapıp sizleri 2007 yılına götürmek istiyorum! Kral tv ekranlarında Serdar Ortaç imzalı “Büyüt İstersen” adlı şarkısıyla adeta devleşiyordu. Şarkı, ses, klip ve unutulmaz bir dans… Türkiye’nin yepyeni genç ve güzel bir solist star kazandığı iddia ediliyor, hatta müzik şirketi tarafından “dünyaya açılırsa destek verileceği” söyleniyordu! Küçük yaşlarından beri müzik eğitimi almış, jazz alanında Türkiye’nin, belki dünyanın açığını kapatacak, dans konusunda en az Hadise kadar yetenekli, güzel ve harika bir sese sahip! Böyle muhteşem bir sanatçı için ne yapılsa eksik kalırdı ve kısa sürede hak ettiği noktaya ulaşacağına müzik yorumcuları gibi halkta emindi ama olmadı..! neden?
“Çık Aradan” albümü sonrası müziğe 7 yıl gibi uzun bir ara veren sanatçı, ikinci hali “Can Kenarı” ile ilk albümünü aratmayacak bir çalışmayla müzik dünyasına “Hey, ben buradayım hiç bir yere gitmedim” dese de öyle olmadı! Ve tam 9 yıllık kayıptan sonra “İyi Değilim” diyerek biraz kırgın, müzik piyasasının ne olduğunu bilen ve en önemlisi ayakları yere sağlam basan, geçmişi unutmamış ama yoluna taş koyanları affetmiş bir Elif Turan karşımızda!
Ve bu Elif kendisinden emin! “Sıkı çalışma, sürekli üretme ve müzik yapma zamanım” diyor, sözlerine “Esas şimdi başlıyorum” diye devam ediyor. Genç meslektaşlarına “küsmesinler, umutlarını kaybetmesinler” gibi tavsiyeler verirken, “Benim gibi içlerine kapanıp uzaklaşmasınlar” demeyi eksik etmiyor ve ekliyor: Müzisyenliği, mütevaziliği, üretkenliği konusunda Kenan Doğulu’ya hayran olduğunu, düet yapmak istediğini itiraf ediyor…
Anlatırsam ağlarım dediğin konu nedir diye soruyorum: İsteği dışında müziğe uzun aralar vermesine isyan ediyor ve bazı sorularımı cevapsız bırakıyor! Karşımızda yeni bir Elif Turan var, gelin bu Elif’i yeniden ama doğru tanıyalım…
Şarkında “İyi Değilim” diyorsun! Peki, özel hayatında “iyi misin?” yoksa iç dünyanı şarkına mı döktün?
Gerek ülke gündemi, gerekse dünya gündemi, dört bir yanda yaşanan savaşlar, felaketler, aslında genel olarak iyi değiliz. Etrafta çok fazla acı var ve insani duygusu olan herkes bundan fazlasıyla etkileniyor, iç dünyamız da haliyle karmakarışık hissiyatlarla dolu. Ben de bu acılardan etkilenerek iyi olmama hakkımı, acımı yaşama hakkımı kullanarak, bunu sıkılmadan korkmadan ‘iyi değilim, olmayabilirim’ şeklinde dile getirmeye çalıştım.
“Müzik piyasası iyi bir yöne evrildi”
Elif, neden hep uzun aralar veriyorsun? Güçlü bir sese sahipsin ve şarkı seçimlerinle geniş kitlelere hitap etmeyi başarıyorsun ama istikrarsız gidişin başarısız sanatçı algısı yaratıyor…
Ne yazık ki elimde olmayan sebeplerle çok uzun aralar vermek zorunda kaldım, sektör zorlu bir yer, bazen haksızlıklara uğrayabiliyorsunuz ve yıllarca bunun sıkıntısını çekiyorsunuz. Ancak uzak kaldığım yıllarda çok daha iyi bir yöne evrildi müzik piyasası, artık herkes kendi kendinin prodüktörlüğünü yapıyor, hepsinin de alıcısı olan değişik janrlarda çok genç işler var. Olması gereken de bu. Eskiden müzikten hiç anlamayan bir takım insanların tekelindeydi her şey, onlar yüzünden bir çok kişi mağdur oldu ve dediğiniz gibi başarısız olarak lanse edildiler.
“İyi Değilim” şarkısından sonra bir 10 yıl ara vermeyi düşünüyor musun yoksa dört kolla müzik çalışmalarına devam mı edeceksin?
Doğru zaman şimdiymiş diyelim, bundan sonra sıkı çalışma, sürekli üretme ve müzik yapma zamanı benim için. Esas şimdi başlıyorum…
“İyi Değilim” şarkısının çıkış hikayesi nedir? Hangi isimler teşekkürü hak etti?
Bir gün evde piyanoda otururken bir anda nakarat melodisini çalmaya başladım, ardından sözler çıktı arka arkaya, hemen kaydettim ve İskender Paydaş’a gönderdim, hadi yapalım dedik. İkinci albümüm Can Kenarı’nda da beraber çalışmıştık. Düzenlemesi yine İskender Paydaş’ a ait şarkının klibi genç yönetmenimiz Mert Erçin tarafından çekildi, kreatif direktörlüğünü de Volkan Akdamar üstlendi. Styling Derya Şahin ve kostümüm Sema Yıldırım’a ait. Kapak fotoğrafım ve diğer fotoğraflar da Mehmet Çelebi tarafından çekildi. Samsun Demir’e ve DMC müziğe de buradan ayrıca teşekkür etmiş olayım.
“Tek şarkı 9 yılın telafisi olmayacak”
Geri dönüşlerden memnun musun? Şarkının 9 yıllık arayı kapatacağını düşünüyor musun?
Geri dönüşler beklediğimden de iyi oldu ve hala devam ediyor. Tabii ki tek şarkının 9 yılın telafisi olmayacağını biliyorum, bu yüzden de en kısa sürede ikinci şarkımı yayınlayacağım. Beni sık sık görmeye devam edeceksiniz.
Hep müzik konuştuk, hadi birazda olsa seni konuşalım! Sahnede ki Elif Turan’ı herkes tanıyor ama ışıklar sönüp evinin kapısından içeri girdiğin zaman ki Elif’i pek tanımıyoruz… Bize kendini anlatmanı istiyorum?
Ben Bodrum’a yerleştim, uzun zamandır burada yaşıyorum. Buradaki rahatlık ve özgürlük duygusu paha biçilemez, şehir hayatıyla kıyasladığınız zaman. Her mevsim ama özellikle kışları deniz kenarında, sahilde arkadaşlarımla vakit geçirmeyi çok seviyorum. Uzun masalar, hoş sohbetler, güzelliklere kaldırılan kadehler… Genelde durumumuz bu. Beni Bodrum’da sokak çocuğu gibi çoğunlukla dışarda görürsünüz. Orkestra arkadaşlarım da burada yaşıyorlar, sık sık provalar, kayıtlar yapıyoruz. Bir de tüylü evladım var, Kırçıl, onsuz hiçbir yere gitmem.
Çocukluğun nasıl bir mahallede geçti, çocukluğuna dair unutamadığın en özel anını bizlerle paylaşır mısın ve çocukluk arkadaşlarınla hala görüşüyor musun?
O zaman da sokak çocuğuydum, futbol oynardım, dergiler çıkarırdım, dans koreografileri uydurur arkadaşlarıma öğretirdim ardından konserler verirdik mahalleye 🙂 İzmir Karşıyaka’da büyüdüm ben. Neyse ki ucundan da olsa yakaladım mahalle kültürünü. Üniversite için İzmir’den ayrılınca ister istemez koptuk arkadaşlarımla.
“Müziğe yeteneğimi ilkokul öğretmenim fark etti”
Yeteneğin nasıl fark edildi ve ailen müzisyen olma kararını nasıl karşıladı?
İlkokuldaki müzik öğretmenim Emel Günüşen derslerde yeteneğimi fark etti, ailemi çağırdı ve bir an önce piyano derslerine başlamam gerektiğinden bahsetti. Ondan sonra da ailemin full desteğiyle çalışmalara başladım, babam hemen piyano aldı derken müzik yolculuğum da hızlı adımlarla başlamış oldu.
9 yıl gibi uzun bir aranın ardından müzik piyasasına dönüş yaptın. Müzik camiasında “olumlu – olumsuz” ne gibi değişimler gözlemledin?
Artık herkes kendi işinin patronu haline geldi. Şarkısını seçiyor, istediği aranjmanı yapıyor ya da yaptırıyor, klibini çekiyor, ya kendi firmasından ya da herhangi bir dijital dağıtımcı üzerinden yayınlıyor ve daha da önemlisi her mecrada kendi işini takip edebiliyor. Esaret sözleşmeleri de yok artık. Bence her anlamda olumlu yönde değişimler var.
Yeni nesil Türk müziğini değerlendirmeni istiyorum; rap müziğin zirveye oturduğu günümüzde, teklif gelse farklı tarzlara yönelir misin?
Ben de hep farklı tarzlarda işler çıkardım aslında. Başlarda klasik müzik daha sonrasında caz eğitimi almış biriyim. İki tane pop albümü çıkardım, şimdiki teklim de öyle. Fakat albümlerimdeki şarkıları dinlediğiniz zaman bir sürü farklı tatta şarkılar dinleyebilirsiniz. Çünkü ben de öyleyim, iyi olan her şeyi dinlerim. Louis Armstrong’un da söylediği gibi, iki tür müzik vardır; iyi müzik, kötü müzik… Farklı işler denemeye devam edeceğim, teklif gelse de gelmese de.
“Dinleyici, hızlı bir tüketim içinde!”
Eğitimli bir sanatçısın, müzikte eğitim önemi nedir? Müzik eğitimi almış ve almamış sanatçıları karşılaştırdığın zaman ne gibi eksikler veya artılar karşımıza çıkıyor?
Günümüz Türkçe sözlü müzikler için eğitimli olmak gerekmiyor, bu sizi başka yere koymuyor. Zaten çok hızlı bir tüketim içinde dinleyici. Kaliteli, olan bir işi değil, kendine hangisi yakın geliyorsa, o anki ruh haline hangisi hitap ediyorsa onu tercih ediyor.
Genç meslektaşlarına en çok hangi konuda tavsiye verirsin? Başarılı bulduğun isimler?
Birçoğu durmadan üretiyor ve müzikle dopdolu yaşıyorlar, bu önemli. Müzisyen gibi yaşamadan üretim çok zor. Herhangi bir talihsizlikle karşılaştıklarında küsmesinler, umutlarını kaybetmesinler. Sektör buna çok müsait, benim gibi içlerine kapanıp uzaklaşmasınlar… Emir Taha’yı çok beğeniyorum, çok farklı ve özgün biri, yaptığı işler de öyle. Can Kazaz, Sena Şener ve Elif Sanchez aklıma gelen isimler arasında.
Müzik sektöründe ön plana çıkmak için ses dışında görüntünün de önemli olduğunu düşünüyor musun?
Eskide kaldı bence artık bu “güzellik” anlayışı, sektörel bir pazarlama yöntemiydi. Yeni nesil sadece şarkının güzelliğine bakıyor, klibe bile gerek yok çoğu zaman, zaten tüketim çok hızlı.
“Geçmişi ve yarını düşünmüyorum! Botoks ve dolguları reddediyorum”
Yıllar seni teğet geçmiş, sanki “Büyüt İstersen” klibini dün çekmişsin gibi… bu ne güzellik! Fit ve genç kalmanın sırrını merak ediyorum?
Teveccühünüz, teşekkür ederim… Yaşadığınız kötü deneyimlerin sizi yıpratmasına izin vermemek olabilir. (Gülüyor) Geçmişi ve yarını düşünmüyorum, anda kalmaya çalışıyorum. Botoks ve dolguları reddediyorum. (Gülüyor) Bir de gülümsemeyi eksik etmiyorum.
Elif’in idolü var mıdır? En çok kimleri dinlersin ve düet yapmak istediğin bir sanatçı var mı?
Ülkemizden sorduysanız Kenan Doğulu derim. Müzisyenliği, üretkenliği ve mütevaziliğine hayranım. Daha çok yabancı, jazzy ve alternatif işler dinliyorum. Avishai Cohen Trio, Esbjörn Svensson Trio ve tabii piyanist besteci Aydın Esen olmazsa olmazlarım.
Bize bir gününü anlatır mısın desem neler söylersin?
Bodrum’da hayat çok kolay ve rahat. Ben çok evde oturmayı sevmiyorum, dışarda dostlarla yemek yemeyi, uzun sohbetleri severim. Evde ekipmanlarım var, arada üretmek için kapanıyorum. Yazları tahmin edersiniz ki sürekli bir deniz etkinliği oluyor. Sık sık tekne gezileri yapıyoruz. Ve haftada bir her Cumartesi sahne aldığım bir yer var burada, bu bana çok iyi geliyor, motivasyon kaynağım adeta. Ara sıra da arkadaşlarımın sahnesine gidiyorum.
“Çoğu kişi popçu biliyor ama doğrusu…”
Kadına, çocuğa ve hayvanlara yönelik şiddette artış, endişelendirmiyor mu?
Şiddet meselesi çok hassas bir konu. Toplumca gerek ekonomik, gerekse kültürel yozlaşma içerisindeyiz maalesef ve bu zararın telafisi çok uzun zamanlar alacak gibi. İnsanların psikolojisi yerinde olmadığı sürece bu şiddet olaylarını daha çok yaşayabileceğimizden korkuyorum. Şiddet meselesinin daha sert yaptırımlarla cezalandırılmadan çözüleceğini zannetmiyorum.
Bu son sorum; Sanatçı olarak nasıl anılmak istiyorsun?
Ardımda kalıcı ve anlamlı işler bırakabiliyorsam bu bana yeter.
90’lar tadında sorular…
Yaş: Boy: Kilo: 39/1.65/52
Burcu: Başağa akrep
Ayakkabı numarası: 38
Göz rengi: Bal rengi
Saç rengi: Açık kumral
Sesin kaç oktav: 3 oktav
Mükemmel mutluluk: Sahnede olmak
En büyük korkunuz nedir: Sevdiklerimin başına bir şey gelecek endişesi
En beğenmediğiniz özelliğiniz hangisi: Biraz fazla şikayet ederim
Başka insanlarda en beğenmediğiniz özellik hangisi: Samimiyetsizlik
Şu an hayatta olan ve en çok hayranlık duyduğunuz kişi kim: Aydın Esen
En büyük müsrifliğiniz nedir: Tembellik
Murat’ça sorular…
-Elif şarkıcı olmasaydı …müzik öğretmeni… Olurdu?
-Anlatırsam ağlarım dediğiniz … konu nedir? Kendi istemim dışında sektörde uzun aralar vermek zorunda kalmak
-Çoğu kişi …popçu …biliyor ama aslında doğrusu … jazz müzisyeniyim
– Tam o anda … çok mutlu olmuştum ve heyecanımı tutamamıştım… İyi değilim’in Bodrum’daki lansman konserinde sahneye klip ekibimle çıktığımız an… Çok heyecanlanıp mutluluktan duygulanıp göz yaşlarımı tutamamıştım.
Söyleşi: Murat Fırat