Çekiç Magazin

SON DAKİKA

Efe Şener: “Hedefim Dünyayı Gezen En Genç Türk Olmak”

07 Ocak 2024 | 39 kez görüntülendi.
Efe Şener: “Hedefim Dünyayı Gezen En Genç Türk Olmak”

İnternetin hayatımıza girmesiyle birlikte dünya küçük bir köye dönüştü. İstediğimiz, merak ettiğimiz her şey artık elimizin altında… Tabii bu değişim bize yeni bir dünyanın da kapısını sonuna kadar aralamış oldu: Sosyal medya ve sosyal medya fenomenleri! Bir zamanlar “Biri Bizi Gözetliyor” adlı bir program vardı, dünyayı kasıp kavuran. Bir evin içerisinde konulmuş 10-15 yarışmacının hayatını pürdikkat izlerdik, şimdi ise her evde bir kamera ve dünya bizi izliyor… uyandım, kahve içiyorum, hazırlanıyorum, şimdi evden çıktım, işe gideceğim, hava bugün çok soğuk, puff işler bitmiyor gibi günün her anını paylaşır olduk. Tabii hepimiz Efe Şener gibi dikkat çekici videolara imza atamadık…

Efe dünya turu yapıyor ve mottosu da “Ucuza dünyayı gezen tıp öğrencisi”. Evet, yanlış okumadınız: Efe, 55 ülkenin 36’sını tıp fakültesinde okurken gezdi ve bunun içinde çok iyi bir zaman yönetimi yaptı. Nöbetten çıktığım gibi havalimanına gidip, uçakta uyuduğum zamanlar da oldu diyor. Gezmenin artık ekonomik bir şey olduğunu dile getirip, sosyal medya hesabını “Pahalılık” algısını yıkmak için açtığını da itiraf etmeden geçemiyor! Ve adım attığım ülke kalmayana kadar gezmek istiyorum dedikten sonra, hedefinin “dünyayı gezen en genç Türk olmak” olduğunu belirtiyor.

 

“Buradan Sonrasını Yüzmeniz Gerekmektedir”

 

Merhaba efe, röportaj dünyama hoş geldin. “Eğitim hayatın ve dünya turu yapman” konusunda hepimizin aklında soru işaretleri var, bu soru işaretlerini cevaplamadan önce seni tanımak istiyorum.

Öncelikle merhaba! Ben Efe Şener namı diğer efetravels. Karşıyakalıyım. Cerrahpaşa Tıp Fakültesinden geçtiğimiz ağustos ayında mezun oldum. 24 yaşındayım. Şu ana kadar 55 ülke gezdim. Hedefim dünyayı gezen en genç Türk olmak.

 

Düşününce; “dünyayı gezme fikri” kulağa hoş geliyor! Sırt çantanı alıp, yola koyulmaya sürecine iten neydi?

Küçüklüğümden beri hep dünya atlasını incelerdim. Hatta bu sayede de bütün ülkelerin başkentlerini ve bayraklarını ezbere biliyorum. Zaman geçtikçe özellikle küçük ülkelere merakım artmaya başladı, bu sıra dışı ülkeleri keşfetmek istedim. Hep dünyayı gezmenin pahalı olduğunu düşünüyordum, yurtdışına çıkmak zor bir hayal gibi geliyordu. Aslında belli taktikleri bilirsek, ne kadar ucuz olduğunu keşfedince beni engelleyen hiçbir şey kalmadı.

 

“Hayatımı da yaşarım, kariyer de yaparım” diyorsun. Peki, okurken seni hayattan koparmayan bölümün adı nedir? Ve gezerken eğitimine nasıl devam ediyorsun?

Cerrahpaşa Tıp Fakültesi mezunuyum. 55 ülkenin 36’sını tıp okurken gezdim. Bunun için çok iyi bir zaman yönetimi yapmam gerekti. İyi bir planlama ile vize final haftası haricinde her tarih benim için uygundu. Hiç problem yaşamadan uzatmadan da mezun oldum. Nöbetten çıkıp havalimanına gittiğim çok oldu. Evde değil uçakta uyudum. Yeşil pasaportumun geçerliliği yeni bitti ve bitmeden kullanmam gerekiyordu bu yüzden her fırsatta yurtdışına çıkmak istedim.

 

Dünyayı gezerken, okuduğun bölümün pozitif bir ayrımcılığı var mı yoksa üniversite okuyan bütün öğrenciler senin gibi gezebilir mi?

Bence okuduğum bölümün pozitif bir ayrımcılığı yok. Tıp zor bir bölüm, tabii ki başka zor bölümler de var ama olay tamamen zaman yaratmakta. Evet, kimi bölümlerde daha zor zaman yaratılıyor ama olan zamanları değerlendirmek tercih meselesi. Her öğrenci tabii ki gidebilir bunun için çok fazla bütçeye gerek yok. Benim zaten mottom “Ucuza dünyayı gezen tıp öğrencisi” idi

 

“Türkiye, Turistik Açıdan Bir Hazine”

En önemli konuya gelmek istiyorum; gezilerin için parasal kaynağı nasıl buluyorsun? Seyahat edenlerin birincil maddi kaynağı “sosyal medya” oluyor, bu konuda ne düşünüyorsun?

Benim Instagram hesabım 1 yıldır aktif durumda. 2022 Ağustos’ta 300 takipçim vardı ve o zamana kadar da 38 ülke gezmiştim. Gezmek için öyle aman aman bütçelere ihtiyaç yok. Ben bir öğrenci olarak arttırdığım paralarla geziyordum. İstanbul’da makarna yiyip tasarruf ediyordum, bir şeylerden kısıp kendime gezme bütçesi yaratıyordum. Şu an yurtiçi uçak biletleri bazı ülkelere olan yurtdışı biletlerinden daha pahalı. Gezmek artık ekonomik bir şey olabiliyor. Ben de bu hesabı tam olarak bu yüzden “pahalı” algısını yıkmak için açtım.

 

Kaç dil biliyorsun ve hangi ülkeleri gezdin?

4 dil biliyorum. İngilizce, İspanyolca, Almanca, Türkçe

Gezdiğim 55 ülke: Arnavutluk, Avusturya, Åland Adaları, Belçika, Bosna Hersek, Bulgaristan, Hırvatistan, Kıbrıs, Çek Cumhuriyeti, Danimarka, Mısır, İngiltere, Estonya, Finlandiya, Fransa, Gürcistan, Almanya, Yunanistan, Macaristan, İzlanda, İran, İsrail, İtalya, Kazakistan, Kosova, Kuveyt, Letonya, Lihtenştayn, Lüksemburg, Makedonya, Malta, Monako, Karadağ, Fas, Hollanda, Norveç, Umman, Filistin, Polonya, Portekiz, Katar, Romanya, San Marino, Sırbistan, Seyşeller, Slovakya, Slovenya, İspanya , İsveç, İsviçre, GKRY, Birleşik Arap Emirlikleri, Vatikan, İrlanda.

 

Önyargılı düşündüğün, sorulduğunda belki giderim dediğin ama gittiğin zaman çok şaşırdığın bir ülke veya yer var mı?

Bir kere ben her ülkeye gitmek istiyorum. Adım atmadığım ülke kalmayana kadar gezmek istiyorum. Ama “underrated” diyebileceğim ülke kesinlikle “Umman”. Tamamen ülke sayımı arttırmak ve görmüş olmak için gidecektim. Gördüklerim karşısında çok şaşırdım. Doğal güzellikleri çok iyi ve ülke çok ucuz. Özellikle Wadi Ash Shab gibi bir yer bence dünyada yok. Palmiyelerle dolu bir vadinin içinde 30 dakika yürüyorsunuz, sonrasında sizi bir tabela karşılıyor “Buradan sonrasını yüzmeniz gerekmektedir” yazan. Yüzerek mağaralara gidiyorsunuz. Çok ama çok güzeldi. Kazakistan, Fas ve Slovenya da aynı şekilde düşük beklentiyle gidip mest olarak döndüğüm ülkeler. Özellikle Kazakistan’daki gece hayatı, Fas’ın gezme açısından çok farklı oluşu, Slovenya’da Bled gölü civarı müthişti.

 

“Nasıl Ucuz Gezdiğimi Öğrenmek İstiyorlar”

 

Barınma, yeme, içme kısacası temel ihtiyaçlarını nasıl gideriyorsun?

Barınma, ücretsiz konaklamak için 2 tane güzel seçenek var. Couchsurfing bunlardan ilki, bu uygulamada yerel birinin yanında ücretsiz kalıyorsunuz. Uygulamaya kimlikle kaydolup, referansları olan ev sahiplerine istek atıyorsunuz. “Onların ne çıkarı var” sorusunun cevabı sıkılıyor olmaları, farklı kültürlerle tanışmak istemeleri, çok güzel dostlukların kurulabilmesi olabilir. Bana çok iyi insanlar denk geldi. Sabah beşte otobüs terminaline bırakan vardı, yaptığı yemeği ikram eden de. Worldpackers, Workaway gibi diğer uygulamalarda da part-time çalışıp ücretsiz konaklayabiliyorsunuz.

Yeme içme kısmına gelince, İsrail, İzlanda, İsviçre gibi pahalı ülkelere giderken yanımdan hazır yemek götürüp onları yiyordum. Tabii ki 1-2 öğün yerel yemek tadıyorum ama bu şekilde daha tasarruflu oluyor. Bir de özellikle Avrupa’da hazır yemek kısmı çok gelişmiş. Süpermarketlerde hazır yemekler var ve fiyatları 1-2-3 Euro bandında. Onun dışında da turist tuzağı olan yerlerden uzak duruyorum. Örneğin yemek fotoğrafı olan bir restoranda yemek yenmez. (Gülüyor) “Paella” mesela İspanya’nın meşhur yemeği, en turistik yerde 25 Euro, ama biraz uzaklaşırsanız 10 Euroya var. Süpermarkette 3 Euroya satılıyor mesela. Araştıran buluyor gerçekten. Google baya yardımcı oluyor bu konuda. “How to eat cheap paella” tarzında bir soru yazınca düşük bütçeli gezginler için öneriler çıkıyor.

Gezip gördüğün ülkeleri baz alarak söylersen, sence insanlık için en adil yönetim şekli hangisi?

Laik demokratik yenilikçi yönetim biçimi en ideali. En azından ben Atatürk inkılaplarına bağlı bir Türk genci olduğum için fikrim bu şekilde. Ama her ülkenin kendi kültürü farklı, yıllardır monarşi ile yönetilen ülkelerde de bu şekilde oturmuş bir düzen var.

Ülkelere göre hastalık bulaşma riski ve ölümcül olma yönü farklılık gösterebiliyor. Bir ülkeye giderken, sağlık konusunda ne gibi tedbirler alıyorsun?

Bu konuda “seyahat sağlık” diye çok önemli bir site var, gitmeden önce yaptırmanız gereken aşıları ve endemik hastalıkları gösteriyor. Bu açıdan yüksek riskli bir yere gitmedim, gidecek olursam bu listeden de mutlaka bakarım.  Ayrıca, Covid zamanında ülkeler kapalıyken çok çılgıncaydı ve sosyal mesafe, maske hepsine uyarak gezmek, gitmeden önce PCR yaptırma zorunlulukları var. Çok başka bir dönem yaşadık.

“Benzin Otomatlarıyla Aramız İyi Değil”

Yolculuklarında birisi sana yardımcı olmak istiyorsa, ne yapması gerekiyor?

Genellikle yanıma üç ya da dört kişi almaya çalışıyorum. Çünkü arabadaki benzin masrafları konaklama masrafı beşe bölünce çok hesaplı oluyor. Bu şekilde tanıştığım çok güzel insanlar oldu. Seyahat paylaşımı diye tanışıp gittiğim takipçilerden çok yakın arkadaşım olanlar var, hala görüşürüz. Bu yanıma aldığım kişilerden herhangi bir beklentim yok. Kendimi açıkçası daha iyi organize ettiğimi düşünüyorum ama gezilecek yerleri listelere eklemeleri güzel oluyor. Çünkü her şeyle bir anda uğraşmak bazen zor olabiliyor. Bu yüzden gezi planlayacak olanları da önerim tek tek gitmeleri önce uçak bileti sonra konaklama sonra gezilecek yerler gibi.

Mevlana’nın söylediği gibi; Gez dünyayı, gör Konya’yı mı?

(Gülüyor) aynen öyle! Konya’ya gitmesem de bence Türkiye turistik açıdan mükemmel bir hazine. Çok farklı şeyler sunuyor ve kesinlikle adım adım görülmesi gereken bir ülke.

Seni örnek alıp, yollara koyulmak isteyenlere neler söylemek istersin?

Önce bir Balkanlar ya da Gürcistan yapılabilir. Hem Türkiye’ye benzer yerler hem de gezme açısından iyi bir fikir verebilir. Günlük 15-20 Euro harcama parası yeterli. Otellerin ve araba kiralamalarının şartlarını iyi okuyun. Check-in saatleri ve depozito gibi kavramlara dikkat edin.

Takipçilerinin merak ettikleri konular neler?

Genellikle nasıl ucuza gezdiğimi öğrenmek istiyorlar. Ben gezmenin pahalı olduğu algısını yıkmak için bu hesabı açtım tekrar söylüyorum. Gezmek aslında o kadar pahalı değil, fakat biz de şöyle bir algı var: bir yere gitmek için en azından hesabımızda 40.000 TL 50.000 TL olması lazım gibi, böyle bir şey yok. Bu yüzden insanların en çok merak ettiği: benim nasıl para yetiştirdiğim. Ortada yetişmesi gereken çok büyük bir meblağ yok. Türkiye’de lüks şeylere harcama yapmak, lüks alışverişler yapmak ve son model teknolojik ürünler almak yerine yeni bir ülkeye gidip orayı deneyimlemeyi tercih ediyorum.

Şöyle bir örnek vereyim: şu an Türkiye’de herhangi bir hamburger 300 TL’den aşağı zor yenir, yani 2 öğün yemek yiyen insan 500-600 lira gibi  bir para veriyor. Ben Roma Trastevere Tonnarello’da çok güzel bir lazanyaya 10 Euro verdim. Yurtdışında da yemek içmek Türkiye ile aynı fiyatta. O yüzden dediğim gibi gezmek için çok zengin olmanıza, multi milyoner olmanıza gerek yok! sadece çok iyi araştırma yapıp, turist tuzaklarından kaçarak yerel restoranlarda güzel yemekler yiyebilirsiniz. Ortalama günlük 15 Euro’ya gün geçiriyorum yurtdışında. Bu kesinlikle yapılabilir bir şey.

“Aklınıza bir şey takılırsa, bana yazmaktan çekinmeyin”

Anılarını bir kitapta toplamayı düşünüyor musun?

Çok fazla anım var. Instagram’da bahsediyorum çoğundan ama elbet hepsini bir kitapta toplayacağım, biraz daha ülke gezip biraz daha kendimi geliştirip biraz daha ufkumu genişlettiğimde benim de yazma düşüncem var aslında. Neden olmasın ki…

 

Yeni yıl programı yapıldı mı? Hangi ülkeleri gezmeyi düşünüyorsun?

Bu sene maalesef. (Üzüldü)

“Ahh keşke şu soruyu sorsaydın dediğin.” ama benim sormadığım soruyu, kendine sorup cevaplamanı istiyorum!

Başımdan geçen tehlikeli ve tatsız birkaç olaydan bahsedebilirim. Sonuçta şöyle bir algı var: sosyal medyada gezmek, çok güllük gülistanlık! Gittim, gördüm müthişti her şey, hiç problem yaşamadım diye. Aslında böyle değil mutlaka sıkıntı yaşanıyor. Örneğin İtalya’da cebimde kalan son 50 Euro’yu benzin veren makineye verdim ve kaptırdım. Para gitti yani, benzinsiz kaldım. İzlanda’da da oldu bu. Aramız iyi değil benzin otomatlarıyla (Gülüyor).

Mesela hiç uçak kaçırmadım ama Gürcistan’da gasp edilmeye çok yaklaştığım oldu uzaklaştım direkt. Çok sıkı güvenlik önlemlerine tabi tutulduğum, özel olarak çok soru sorulduğu da oldu. Neden ülkemize bu kadar gelmek istiyorsun, neden geldin, nereye gideceksin tarz sorular hep soruldu. Mısır’da dolandırmaya çalıştılar ama biz çok uyanık bir milletiz bu yüzden bizi dolandırmaları çok zor. Venedik’ te otelin Check-in saati 21:00’di mesela ve biz 21:20’de gittiğimiz için alınmayıp sokakta yatmıştık. Genel olarak sakin kalırsanız problem yaşamazsınız. İnternetten de tehlikeli mahalleleri araştırıp oradan uzak durabilirsiniz.

Bu son sorum; okuyucularımıza neler söylemek istersin?

Son söylemek istediğim: arkadaşlar gerçekten dünyayı gezmek, yapılabilir bir şey artık! çok fazla havayolu firması var, sadece sırt çantası ile binmenize izin veren. Ryanair, Wizzair gibi çok ucuz düşük bütçeli firmalar var. Avrupa için uçak biletleri çok ucuz, Norveç’ten Letonya’ya 50 TL’ye uçtum. 5-10€’ya ülke değiştirebilirsiniz. Önemli olan Türkiye’den çıkmak! sonrası yol sizin, karar sizin, araştırarak her şeyi bulabilirsiniz. Çok fazla gezen Türk ve yabancı gezgin var, onların deneyimlerini dinleyin. Onların tecrübelerinden yararlanarak tavsiyelerinden yola çıkarak kendinize rota oluşturun. Gezmek o kadar da zor ulaşılamaz bir şey değil, elbet her şeyin ucuzu var yeter ki araştırın.

Ben zamanında bazı biletlere çok fazla paralar da verdim, çok gereksiz paralar da harcadım, turist tuzağına da düştüm. Bunlardan çekinmeyin! bu hatalar aslında sizin ilerdeki güzel gezilerinizin hazırlayıcısı oluyor. Gençken yola çıkın benim gibi, havalimanında yatın. Yanınızda götürdüğünüz hazır pilav, hazır makarna yiyin ama o kiliseyi görün, o meydanı görün, o heykelin tarihini dinleyin, o yabancı insanlarla tanışın, ufkunuzu genişletin.

Konfor alanınızdan çıkın. İlk kez bir yurtdışı yapın, tercihen yakın bir ülke olsun. Balkanlar olabilir, zincirlerinizi kırın ne kadar kolay olduğunu göreceksiniz. Dünya aslında elimizin ve ayaklarımızın altında ve bütün ülkeleri görebildiğiniz kadar görün. Herhangi bir ülkeyle alakalı herhangi bir gezi ile alakalı aklınıza bir şey takılırsa da bana ulaşmaktan çekinmeyin.

 

Şu ana kadar bana verdiğiniz bütün destekleriniz ve katkılarınız için hepinize çok teşekkür ediyorum. Hepinizi çok seviyorum…

 

Söyleşi: Murat Fırat

Etiketler :
İLGİLİ HABERLER
POPÜLER HABERLER
SON DAKİKA HABERLERİ