00:13 - 12 yaşındaki kayıp kız çocuğu S.K.’yı Esra Erol 24 saat içinde buldu.
13:02 - Türkiye’nin ‘’model ve oyuncu yıldızları’’ belli oluyor …
23:18 - Antalya’dan yaz coşkusu
15:43 - İstanbul Havalimanı’nda maymun çiçeği virüsü alarmı
15:26 - Işın Karaca, Karşıyaka Meydanı’nda ücretsiz çiçek tohumu ve binlerce fidan dağıtacak
13:30 - Yıldız Tilbe Tarzı.
12:15 - Ayhan Aşan balıkçıda dudak dudağa !
13:51 - UZM. DR. TİMUR HARZADIN: “PSİKOLOJİK EĞİTİM DESTEĞİ HERKESE GEREKLİ”
00:41 - Ünlü sunucu Raif Akyüz’ün bu haftaki konuğu ünlü şarkıcı Tuğba Ünal oldu
Işık Özkefeli ” 30 Ağustos Zafer Bayramımız 100. yıldönümünde Tüm Ulusumuza Kutlu olsun
Atatürkçü Düşünce Derneği (ADD) 30 Ağustos Zafer Bayramı nedeniyle bir mesaj yayınladı. Atatürkçü Düşünce Derneği Samsun Şube Başkanı Dr. Işık Özkefeli,Türk Milleti’nin varlık nedeni, Anadolu’nun sonsuza kadar vatan toprağı olduğunun altını çizdi.
Özkefeli yaptığı yazılı açıklamada şu görüşlere yer verdi.
“Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün önderliğinde, yoktan var edilen şanlı ordumuzun kazandığı, 30 Ağustos Zafer Bayramımızı, 100. yıldönümünde bir kez daha gururla kutluyoruz… Tüm Ulusumuza Kutlu olsun.
30 Ağustos Zaferi, Türk Milleti’nin varlık nedeni, Anadolu’nun sonsuza kadar vatan toprağı olduğunun ifadesidir. Emperyalizmin kesin yenilgisidir. Ülkemizin ve milletimizin varlığı söz konusu olunca, 30 Ağustos, bu coğrafyanın en haklı, en onurlu, en kutsal savaşı ve zaferidir.
30 Ağustos, 9 Eylül 1922 de İzmir’de düşmanın denize dökülüşü, Tam Bağımsız ve Milli Egemen Türkiye Cumhuriyetin kuruluşunun adıdır. Büyük Atatürk önderliğinde Anadolu Devriminin adıdır.
30 Ağustos, 26 Ağustos Malazgirt Zaferi’nin de haklı olarak, çok övündüğümüz İstanbul’un Fethi’nin de kutlanabilme nedenidir, Cumhuriyetimizin, devletimizin, üniter yapımızın, coğrafyamızın çimentosudur. 30 Ağustos, tarihten çıkarıp, önümüze koyulan her milli günün temelidir,
30 Ağustos, Kurtarıcımız, kurucumuz, ebedi Başkomutanımız ve önderimiz Gazi Mustafa Kemal Atatürk’ün; “Ordular! Hedefiniz Akdenizdir! İleri” emriyle toprağı kanlarıyla sulayan kahramanlarımızdır.
30 Ağustos, “Mavi Vatan’dır. Kıbrıs’tır… Doğu Akdeniz’dir… Ege Denizi’dir… Karadeniz’dir, 30 Ağustos… Topraktır. Namustur. 30 Ağustos, doğuştur, varoluştur. 30 Ağustos; özgürlüktür, tam bağımsızlıktır… Zincirlerin kırılmasıdır. Esaretin reddidir…
30 Ağustos, kazanılacak siyasi zaferlerin ve tüm dünyaya örnek olacak Cumhuriyet devrimin temelini oluşturmuştur. Bu gerçeği göz ardı edenler ya cahil ya gafil ya da haindirler…
30 Ağustos 1922, emperyalizme karşı emsalsiz bir zaferin, Türk Ulusunca tarihe altın harflerle yazıldığı gündür. Başka “zaferler” ile eş tutmaya çalışanlar, 30 Ağustos’un ne demek olduğunu bilmeyenlerdir. Bu nedenle; 30 Ağustos, yasaklanamaz. Göz ardı edilemez… UNUTTURULAMAZ!
Tarihi değiştirmek, hele hele Kurtuluş mücadelesini tarihten silmek, Mustafa Kemal ATATÜRK ’süz bir tarihi taze zihinlere yerleştirmek, kimsenin başarabileceği bir şey değildir. Çünkü Türk Ulusunun tarihi masa başında değil, savaş meydanlarında yazılmıştır. Türkiye Cumhuriyeti Devleti, tüm niteliklerini o savaş meydanlarında savunduğu değerlerden almıştır.
Başkomutanlık Meydan Savaşı ile emperyalizmin Anadolu coğrafyasındaki emelleri ve Türk Milletini yok etme hevesleri tarihin sayfalarından silinmiştir. Zaferin 100. Yılında Türkiye Cumhuriyeti Devleti; emperyalist güçlerin iç ve dış maşaları ile büyük bir işgal altındadır. Bugün devletimizin varlığı, vatanımızın bölünmez bütünlüğü tehdit altındadır.
Dün savaş meydanlarında arzularını gerçekleştiremeyenler; bugün içteki işbirlikçileri ile hainlikle, ihanetle, yolsuzluklarla, rüşvet çeteleri ile Laik Cumhuriyete saldırmaktadırlar.
Mustafa Kemal Atatürk’ün Gençliğe Hitabede dediği gibi, Memleketin dahilinde, iktidara sahip olanlar gaflet ve dalâlet ve hatta hıyanet içinde Türkiye Cumhuriyeti’ni uçuruma doğru sürüklemektedirler.
Devlet içinde nasıl rüşvet, ihale, ihanet çeteleri kurulduğu ifşa edilirken, iktidar susmakta, hukukun üstünlüğünün kişinin üstünlüğüne çevrildiği hukuk sistemi susmaktadır.
Cumhuriyet tüm kurumları ile büyük hasarlar alırken önderimiz, Liderimiz Mustafa Kemal Atatürk’ün manevi şahsına ve miraslarına ihanetler iktidar eliyle devam etmektedir.
Diyanet İşleri Başkanı geleneği bozmayıp Büyük Zaferin mimarını Zafer Haftası Hutbesinde anmazken, Atamızın Türk Milletine Mirası olan Atatürk orman çiftliğini adıyla beraber yok edilmeye çalışılmaktadır.
Saray ihtişam içinde yaşarken ekonomi, eğitim, tüm kurumların çöküşünün bedelini maalesef halk çekmekte ve halkın sırtına vurulan kambur her geçen gün artmaktadır.
“Ordular! Hedefiniz Akdeniz’dir. İleri!” komutuyla topraklarımızdan söküp attığımız emperyalizm, 30 Ağustos’tan 100 yıl sonra işbirlikçileri eliyle yeniden bağrımıza saplanmış bir bıçak gibi durmaktadır. Onu söküp atmak, Atatürkçü tüm kişi ve kurumların Kuvayı Milliye şehitlerine borcu, gelecek nesillere karşı ödevidir.
Büyük Atatürk: “Tarih yazmak tarih yapmak kadar mühimdir. Yazan, yapana sadık kalmazsa, değişmeyen hakikat insanlığı şaşırtacak bir mahiyet alır.” demektedir. Tarihimizi saptıranları, yerine uydurma tarih yazmaya çalışanları da tekrar tekrar uyarıyoruz. Başaramayacaksınız… Kazanmayacaksınız…
100 yıl önce karamsarlık yerine ümit, perişanlık yerine düzen, kararsızlık yerine kararlılık ve iman ile giriştikleri savaşın sonucunda elde edilen zaferi meydana getiren bir milletin evladı olmaktan onurlu ve gururluyuz.
Bu şanlı günün yıl dönümünde, başta kurtarıcımız ve kurucumuz Gazi Mustafa Kemal ATATÜRK olmak üzere, vatan ve millet uğruna şehit olanları, demokrasimiz ve cumhuriyetimiz için canlarını feda edenleri rahmet, minnet ve saygıyla anıyoruz.
Tüm Atatürkçülere çağrımızdır:
Borcumuzu ödemenin, görevimizi yapmanın zamanıdır.
Bu işgalden kurtuluncaya, yeniden “Tam Bağımsız, Laik ve Demokratik” bir devlet oluncaya kadar durmak dinlenmek yok bize… Sesimize ses, mücadelemize omuz verin” dedi.
Atatürkçü Düşünce Derneği ,30 Ağustos 2022 Salı günü Saat:11.00 de siyasi partiler ve demokratik kitle örgütleri ile beraber Atatürk Anıtında çelenk sunumu ve basın açıklaması yapılacak.