00:41 - Ünlü sunucu Raif Akyüz’ün bu haftaki konuğu ünlü şarkıcı Tuğba Ünal oldu
18:04 - Senem Selimi 90’lar Partisiyle Bahara Merhaba Dedi
00:42 - Çisil Ertük’ün ve Numan Direkçi’nin yönettiği oyun seyirciden tam not aldı
20:04 - BOKSÖR İLGAR ÇELİK EMNİYET TEŞKİLATINI UNUTMADI
14:51 - ÖDÜLLÜ KUAFÖR BAHAR YAZICIER BAŞARISI İLE GÜNDEMDE
14:54 - Cuento Dancer Oryantal / Dansöz Kiralama
14:31 - KARS’TA YILDIZLAR GEÇİDİ
11:03 - PODYUMLARDAN ORGANİZATÖRLÜĞE…
Kadınlara Hukuki Destek Merkezi’nin kurucu avukatı Habibe Yılmaz Kayar, boşanmış kadınların yeniden evlenmek için bekledikleri 300 günlük sürenin ayrımcılık olduğunu ileri sürerek Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi’ne (AİHM) başvuruda bulundu. Kayar’ın başvurusu, AİHM tarafından kabul edildi.
AİHM, Türkiye’deki boşanmış kadınların yeniden evlenmek için beklemek zorunda oldukları 300 günlük sürenin ayrımcılık olduğuna hükmetti ve emsal niteliğinde bir karara imza attı. Mahkeme, bu uygulamanın doğrudan bir cinsiyet ayrımcılığı anlamına geldiğini ve söz konusu sürenin, doğacak çocuğun babasının kim olduğu üzerindeki belirsizliği önlemek amacıyla alınan bir tedbir olduğu savının, bu ayrımcılığı haklı gösteremeyeceğine de karar verdi.
Avukat Habibe Yılmaz Kayar, AİHM’nin bu kararının, Türkiye’de boşanmış kadınların haklarının korunması ve cinsiyet eşitliğinin sağlanması açısından büyük bir adım olduğunu belirtti. Kayar, boşanmış kadınların yeniden evlenmek için bekledikleri sürenin kaldırılması gerektiğini ve bu ayrımcılığın sona ermesi için gerekli adımların atılmasının önemli olduğunu vurguladı.
KA-DER (Kadın Adayları Destekleme Derneği) Başkanı Nuray Karaoğlu, Kadınlara Hukuki Destek Merkezi’nin kurucu avukatı Habibe Yılmaz Kayar’ın AİHM başvurusunun sonuçlanmasının ardından değerlendirmelerde bulundu.
Karaoğlu, Kadınlara Hukuki Destek Merkezi’nin başvurusunun emsal yarattığının altını çizerek, AİHM’nin kararının Türkiye’deki boşanmış kadınların haklarını koruma konusunda bir dönüm noktası olduğuna inandığını söyledi.
Karaoğlu, “Bu kararın uygulanmasıyla birlikte, kadınların evlenme özgürlüklerinin kısıtlanmasına dayalı ayrımcı uygulamaların ortadan kaldırılması ve toplumda cinsiyet eşitliğinin güçlendirilmesi umudunu taşıyoruz.” dedi.