12:24 - UMUR BUGAY’IN KIZI PİA’DAN ÇARPICI YENİ KİTAP: “KİMSESİZ KIZ ÇOCUĞU”
15:36 - Kıvılcım Ural, Yeni Albümüyle Türkçe Rock Listelerine Damga Vurdu
20:00 - 21 Yaşındaki “Model of Models 2024” Kraliçesi Semanur Aslan Hız Kesmeden İlerliyor
12:50 - ENES FURKAN BİLGİÇLİ İMZALI “GLOBAL STAR AWARDS” GÖRKEMLİ TÖRENLE SAHİPLERİNİ BULDU
11:51 - Coşkun Sabah’ın Açıklamaları Tepki Çekti: Talat Er’den Yanıt Gecikmedi
14:58 - Mine Ayman ve Erdem Tunç’tan “Sev Beni” Dinleyicilerle Buluştu!
09:53 - Gastrofill Dergisi: Türk Gastronomisinin Zirvesindeki Yolculuğuna Devam Ediyor
08:34 - KADER YILDIZ USTA OYUNCU HALİL ERGÜN İLE BULUŞTU
12:03 - Uluslararası Girişimcilik ve Başarı Ödülleri 2024: Yılın En Prestijli Törenine Hazır Olun
Hayvanların mevsim faktörlerine tepkileri farklı türler arasında değişiklik gösteriyor. Örneğin, üç haftadan büyük süt buzağıları için termal konfor bölge aralığının yaklaşık 5°C ila 20°C arasında değiştiği biliniyor. Buzağılar, kış mevsiminde termal konfor bölgelerinin dışına çıktığı için özel bir bakıma ihtiyaç duyuyor. Dünyanın hayvan besleme uzmanı Trouw Nutrition’ın hayvan besleme uzmanları, kış aylarında doğru hayvan bakımına dair dikkat edilmesi gereken noktaları paylaşıyor.
soğuk kış aylarında buzağılar genellikle termal konfor bölge aralıklarının altındaki sıcaklıklara maruz kalıyor. Bu dönemlerde buzağılara uygun bir bakım sağlanamadığı takdirde buzağılar kendilerini sıcak tutmak için mevcut enerjilerini büyüme ve gelişme ihtiyaçlarının yanında ayrıca ısı üretimi için de kullanıyor. Soğuk kış şartlarında buzağıları sıcak tutmanın en önemli yollarından birinin doğru ve dengeli hayvan besleme yöntemleri olduğunu belirten Trouw Nutrition Türkiye’nin hayvan besleme uzmanları, hayat kurtaracak bakım ve besleme püf noktalarını açıkladı.
Kış aylarında buzağıları üç veya daha fazla öğün ile beslemek gerekiyor
Buzağılar mevcut besleme programlarında günde minimum sekiz litre yüksek kaliteli buzağı maması ya da pastörize süt tüketmiyorsa, sunulan süt miktarının bu seviyelere çıkartılması gerekiyor. Çok soğuk dönemlerde iki öğünlü besleme programı da buzağıların ihtiyaçlarını tam olarak karşılayamadığından özellikle bu dönemlerde beslemenin üç ve daha fazla öğün şeklinde gerçekleştirilmesi gerekiyor.
Kolostrum yönetimi buzağıların ilk günlerinde hayati önem taşıyor
Yeni doğan buzağıya hem pasif bağışıklığın sağlanması hem de zengin besin içeriğinden dolayı mümkün olan en kısa sürede dört litre kaliteli kolostrum verilmesi büyük önem taşıyor. Kolostrumla besleme sürecinin her altı ila sekiz saat aralığında ikişer litre olmak üzere 48 saat boyunca devam ettirilmesi gerekiyor.
Buzağı yemi tüketimi buzağıların ileri dönem performansını olumlu yönde etkiliyor
Pastörize süt veya kaliteli buzağı maması haricinde buzağıların erken yaşta buzağı yemi tüketmesi ilerleyen günlerde daha yüksek kuru yem tüketebilmesi açısından büyük önem taşıyor. Yüksek enerji seviyesine sahip ve kaliteli protein kaynakları içeren bir buzağı yemi ile buzağıların besleme programlarına katkı sağlamak mümkün hale geliyor.
Düzenli su tüketiminin sıcaklığa etkisi büyük
Buzağılara günün belirli periyotlarında ılık su vermek buzağının sıcak kalması için diyetten gelen enerjiyi harcama ihtiyacını azaltıyor. Böylece buzağı, enerjisini büyüme için kullanabiliyor. Ayrıca su alımının ilerleyen yaşlardaki buzağılar için rumen gelişimini hızlandıracağını, rumen fermantasyonundan daha fazla ısının üretilmesine yol açacağını ve buzağı yemi alımını teşvik edeceğini de unutmamak gerekiyor.
Vitamin ve mineral eksikliği önemli sağlık sorunlarına yol açabiliyor
Vitamin ve mineral eksikliğinde buzağılarda önemli sağlık sorunları yaşanabiliyor. Örneğin A vitamini eksikliği durumunda buzağılarda büyüme hızı yavaşlıyor. D vitamini ise kalsiyum ve fosfor emiliminde önemli bir rol oynadığından eksikliği durumunda bu iki önemli mineralin emilim oranları düşüyor ve bazı kemik hastalıkları meydana gelebiliyor. E vitamini yüksek antioksidan etkisi ile buzağıları oksidatif strese karşı koruyor. K vitamini kanın pıhtılaşma olayını etkiliyor. B grubu vitaminleri ise daha çok koenzim olarak görev yapıyor. Henüz rumen faaliyeti tam olarak gelişmeyen buzağılarda dışarıdan alımın zorunlu olduğu B grubu vitaminlerinin eksikliğinde; büyümede gerileme, iştahsızlık, ağız ve göz kenarındaki deride bozulma, ishal, bitkinlik ve zayıflık gibi sorunlarla yaygın olarak karşılaşılabiliyor. Mineraller ise kas ve sinirlerin uyarılmasından vücuttaki asit-baz dengesine kadar hayvansal organizmada farklı fonksiyonlar açısından büyük önem taşıyor. Makrominerallerden kalsiyum ve fosfor ise kemik oluşumunda önemli rol oynuyor. Magnezyum noksanlığında büyümede gecikme, aşırı duyarlılık ve tetani, potasyum eksikliğinde kaslarda zayıflama ve ishal gözlemlenebiliyor. Mikromineral noksanlıkları ise her bir iz mineral kaynağına bağlı olarak değişmekle birlikte, canlı ağırlık kazancında azalma, enfeksiyonlara karşı duyarlılık, tüy yapısında ve eklemlerde bozulmalar en sık rastlanan sorunlar olarak öne çıkıyor.
Doğum sonrasında ortamın sıcaklığına dikkat edilmeli
Yeni doğan bir buzağıda yalnızca sadece yüzde üç ila dört arasında vücut yağı ve yine az miktarda kahverengi yağ adı verilen özel bir yağ tabakası bulunuyor. Bu yağ tabakasının tek görevinin doğumdan sonra enerjiyi ısı olarak açığa çıkarmak olduğu biliniyor. Bu rezervi tam anlamıyla tüketmemek için buzağıların doğumdan sonra hızlı bir şekilde kurutulması önem taşıyor.
Doğum alanlarının da tamamen kuru ve sert hava akımlarını önleyici bir özellikte olması gerekiyor. Soğuk dönemlerde gerçekleşen doğumlarda buzağılar için hazırlanan ısıtma kutuları, buzağının ortam sıcaklığına olan adaptasyonunda kolaylık sağlıyor. Benzer şekilde çok soğuk havalarda buzağılara onlar için özel tasarlanmış battaniye giydirmek de yarattığı ısı yalıtımı sebebiyle onları sıcak tutmaya yardımcı oluyor.
Korunaklı ve temiz bir barınak şart
Buzağıların temiz, kuru ve bol altlıklı bir yatak sistemine sahip olması ısı yalıtımı sağlanması açısından önem taşıyor. Soğuk dönemlerde buzağı alanlarındaki hava kalitesi de dikkat edilmesi gereken noktaların başında geliyor. Buzağı alanı içerisinde iyi bir hava sirkülasyonu yoksa oluşan sıcaklık ve nem, patojen risklerin gelişimine neden olabiliyor. Bu durum sürü genelinde hastalık riskini artırabiliyor.