02:34 - DEMET AKALIN & SEFO’DAN YAZA DAMGA VURAN DÜET: “YERİNDE DUR”
18:58 - GAZİ KOŞUSU’NDA 99. YIL HEYECANI
15:01 - Maderzat’tan Yazın Hit Adayı: “En Güzel Sensin” Yayında!
11:15 - Gözde İşbilir: Tasarımın Kalbinden Doğan Bir Marka
03:43 - Samet Durukan: Ankaralıların Yeni Prensi
00:40 - KAYAHAN VEFATININ 10. YILINDA ANILDI!
23:08 - Melis Fis’ten BtcTurk Vadi’de Unutulmaz Konser!
22:45 - Şahsenem ile Türk Dünyası gümbür gümbür geliyor.
05:13 - “HATIRLAYAMADIKLARIMIZ”: UNUTUŞUN GÖLGESİNDE BİR HATIRLAMA TİYATROSU
Zeynep Öztürk’ten “Geçiş Serisinin” İkinci Sergisi
Sanatçı Dr. Zeynep Öztürk, “Geçiş” adını verdiği dördüncü kişisel sergisinin devamı niteliğinde olan “Geçiş II” ile sanatseverlerle yeniden buluştu. G&G Sanat Merkezi ev sahipliğinde kapılarını açan sergide sanatçı, Osmanlı kaftanlarının üzerindeki bitkisel motiflerin doğal ipliklerle dokunarak yeniden yorumlandığı eserleriyle geleneksel kimliği modern sanat anlayışıyla buluştu.
Yıllardır yağlı boya tekniğiyle Anadolu’nun kilim motiflerini stilize eden Dr. Zeynep Öztürk, “Geçiş” serisinin ikinci sergisinde geleneksel desenleri yeniden yorumlayarak tekstilin doğal kumaşlarını ve materyallerini sanatsal bir anlatım diline dönüştürüyor. Bu sergide, klasik tuvaller yerini doğal ipliklerle dokunmuş kumaşlara bırakırken, boyalar ise doğal ipler ve farklı materyallere dönüşerek yeni bir form kazanıyor.
Anadolu’nun zengin kültürel mirasından aldığı ilham ile benzersiz ve yeni bir dönüşümün temsili olan eserler, deformasyona uğratılan bitkisel motifleri ile de günümüz tekstilinde önemli bir konu olan sürdürülebilirlik kavramıyla buluşuyor. Geleneksel ile modernin harmanlandığı bu yolculuk, izleyiciyi sanat ve tasarımın kesif noktasında yeni bir bakış açısına davet ediyor. Bitkisel motifleri deformasyona uğratan Öztürk; günümüz sanatında ve tekstil endüstrisinde giderek daha fazla öne çıkan doğal malzemeler ve el işçiliği ile de geçmiş ve gelecek arasında bir köprü kuruyor.
22 Mart – 14 Nisan tarihleri arasında G&G Sanat Merkezi’nde ziyaretçilere açık olan sergi, yalnızca estetik bir deneyim sunmakla kalmıyor aynı zamanda geleneksel tekniklerin modern sanat ile nasıl yeniden anlam kazandığını da gözler önüne seriyor.