20:00 - 21 Yaşındaki “Model of Models 2024” Kraliçesi Semanur Aslan Hız Kesmeden İlerliyor
12:50 - ENES FURKAN BİLGİÇLİ İMZALI “GLOBAL STAR AWARDS” GÖRKEMLİ TÖRENLE SAHİPLERİNİ BULDU
11:51 - Coşkun Sabah’ın Açıklamaları Tepki Çekti: Talat Er’den Yanıt Gecikmedi
14:58 - Mine Ayman ve Erdem Tunç’tan “Sev Beni” Dinleyicilerle Buluştu!
09:53 - Gastrofill Dergisi: Türk Gastronomisinin Zirvesindeki Yolculuğuna Devam Ediyor
08:34 - KADER YILDIZ USTA OYUNCU HALİL ERGÜN İLE BULUŞTU
12:03 - Uluslararası Girişimcilik ve Başarı Ödülleri 2024: Yılın En Prestijli Törenine Hazır Olun
11:43 - Coşkun Çelik’ten İddialı Şarkıya İddialı Yorum
08:46 - Model of Models 2024 Grand Finali Tamamlandı: Kral ve Kraliçe Taçlarını Taktı
Türk Tiyatrosu denilince akla gelen ilk isimlerden olan Nejat Uygur’un oğlu Behzat Uygur … O deyim yerindeyse turnelerde doğdu, turnelerde büyüdü. Tiyatro onun hayatta vazgeçemeyeceği büyük bir aşk… Tiyatroya başlamasında baba ve annesinin ısrarı olmadı. Tiyatronun duayeni baba ve anneden hep destek gördü…
Şu sıralar tiyatro oyunlarıyla hayranlarının karşısına çıkmaya devam eden Behzat Uygur, Haber Caddesi’nden Alper Ergez’e samimi açıklamalarda bulundu.
İşte Röportajdan öne çıkanlar;
‘’İçimize sinen bir format olursa yapabiliriz’’
Evet ekranlarda keyifle izlediğimiz komedi programları var daha doğrusu bir tane var. Güldür Güldür, BKM’ nin yaptığı gayet güzel iş yapıyorlar. Biz de keyifle seyrediyoruz. Tiyatroya devam ediyoruz. İçimize sinen bir format olursa yapabiliriz bunu. Ama gerçekten bu ekip meselesi. İyi yazarlar, iyi ekibe ihtiyaç var. Bütün bunlar oluşmazsa yapmayı düşünmeyiz. Bunların oluşması lazım.
‘’Eski formatların yeniden aynı tatta olacağını düşünmüyorum’’
Şahane pazar Evet çok insanın kalbine dokunmuş bir program oldu. Yıllarca sürdü biz bunu belki programı yaparken hissetmiyorduk ama daha sonraki yıllarda daha çok hissettik. O günün çocukları gençleri büyüdüler. Şimdi otuzlu yaşlarda yine genç bir insan oldular ve bize sürekli bunu anımsatıyorlar, hatırlatıyorlar yeniden şahane pazar yapın diyorlar ama yapmayı düşünmüyoruz. Belki bir özel yılbaşı ya da bayram programı olabilir ama sadece o kadar tadımlık olur. Onun dışında ben eski formatların yeniden aynı tatta olacağını düşünmüyorum. Yani her şeyi bırakın. Biz canlı yapmak arzusunda oluruz. Ama şu anda sanırım ki televizyon kanalları canlı yayına çok sıcak bakmazlar.
‘’Bence dizi sektörü tiyatronun gerisinde kaldı.’’
Türkiye’de her zaman bir kemikleşmiş tiyatro seyircisi vardır. Onlar hep gelirler fakat son yıllarda bu seyircinin üstüne eklendiğini söyleyebilirim. Bunun için sadece Istanbul, Izmir, Ankara baz alınmamalı. Bunu gözlemlemek için biz Türkiye’nin her yerinde oynuyoruz. Yani gözlemlemek için değil gittiğimizde gözlemliyoruz. Mesela bir gittiğimiz şehre 4- 5 defa gidebiliyorsak eğer aynı oyunla küçük bir yerde olsa burası .Bu ilginin arttığını gösterebilir. ama biz hep seyisiyle buluşan bir tiyatroyuz. Bütün tiyatrolar böyle mi sanmıyorum? Iş yapan seyircisiyle buluşan oyunlar var, buluşmayan oyunlar var. Tam manasıyla seyiricinin yeniden ilgi gösterdiğini söylemek için bizim alışkın olduğumuz seksenli doksanlı daha çocukluğumuza göre yetmişli yıllardaki hafta içi her gün oyunu, haftada dokuz oyun, matine suare ile dolu dolu salonları oynarsanız Türkiye’de tiyatroya eskisi kadar ilgi olduğunu söyleyebiliriz.
Dizi sektörünün gerisinde kaldığını söyleyemem. Bence dizi sektörü tiyatronun gerisinde kaldı. Bu da şundan kaynaklanıyor: dizisi biten oyuncular bir an önce tiyatroya ya da yapımcılar bir an önce bir tiyatro oyununda olmak istiyorlar. Kısa vadeli de olsa tabii bunun tartışılabilecek taraftarı da var.
‘’Maliyetlerin çok yükseldiği bu zor koşullarda vatandaşın tiyatroya gelebilmesi için çok ciddi bir mücadele veriyoruz’’
Bir gösterimiz bir oyunumuz var. ‘’Süt Kardeşler’’ altıncı sezona giriyor artık kapalı gişe oynamaya devam ediyor. ‘’Hey gidi günler’’ Iki kişilik şarkılı interaktif gösterimiz. Daha doğrusu dört kişi müzisyenlerimiz de var. Ikisi de tam gaz devam edecek. Maliyetlerin çok yükseldiği bu zor koşullarda vatandaşın tiyatroya gelebilmesi için çok ciddi bir mücadele veriyoruz. Bunun içinde yerel yönetimlere çok iş düşüyor
18 Ağustos – K Maraş, Şahane Pazar
25 Ağustos – K Maraş, Şahane Pazar
28 Ağustos – Ayvalık, Hey Gidi Günler
29 Ağustos Gömeç Açık Hava Sineması Hey Gidi Günler
30 Ağustos – Afyon, Hey Gidi Günler
01 Eylül – Balıkesir, Hey Gidi Günler
03 Eylül Salı – Antalya, Antalya Açıkhava Tiyatrosu Süt kardeşler
04 Eylül Çarşamba – Alanya, Alanya Açıkhava Tiyatrosu Süt kardeşler
05 Eylül Perşembe – Denizli, Denizli Açıkhava Tiyatrosu Süt kardeşler
06 Eylül Cuma – Kaş, Kaş Antiphellos Antik Tiyatro Süt kardeşler
07 Eylül Cumartesi – Muğla, Telmessos Açıkhava Tiyatrosu Süt kardeşler
08 Eylül Pazar – Bodrum, Bodrum Kalesi Kuzey Hendeği Süt kardeşler
09 Eylül Pazartesi – Marmaris, Marmaris Amfi Tiyatro Süt kardeşler
‘’Bazı oyuncuların tiyatroyu bir vitrin olarak kullanayım gelen ilk dizide gideyim düşüncesini çok sağlıklı bulmuyorum.’’
Tiyatromuzda oyuncu seçerken öncelikle disiplinli olması gerekiyor ve ekiple uyum içinde olması gerekiyor. Tabii ki yeteneği göz ardı etmemek lazım. Ama çok yetenekli olup disiplinsiz olabileceğine inandığımız bir oyuncu bizim kadromuzda olmaz ama biraz daha az yetenekli olup disiplinli, uyumlu bir oyuncu arkadaşımızla çalışmayı tercih ederiz. Şanslıyız ki hem yetenekli hem de disiplinli oyuncularla çalışıyoruz.
Fakat son yıllarda bizi zor durumda bırakan bazı oyuncuların tiyatroyu bir vitrin olarak kullanayım gelen ilk dizide gideyim düşüncesini çok sağlıklı bulmuyorum. Tabii ki diziden para kazanılıyor, tabii ki dizi ekonomisi daha yüksek ama iş disiplinin olduğuna inanıyoruz. Ikisinin bir arada gitmemesi imkansız değil. Burada yapımcılara da öncelikle çok iş düşüyor. Zaten tiyatrocu olduğu için oyuncu olduğun için bu özelliklerinden dolayı aldığın bir oyuncuya ‘’tiyatro yapma’’ demenin doğru olduğuna inanmıyorum ve bunu birçok yapımcı da artık maalesef söylüyor.
.’’ İkna olmadığım, inanmadığım hiçbir işin içinde olmadım.’’
Bugüne kadar her yaptığımız işi çok severek, keyifle yaptık. Bir ya da iki tane iştir keyif almadan yaptığımız. Ve zaten ona da bu iyi değil, keyifli değil bu işi bitirin diye yapımcıya söylemişliğim ve bitirmişliğimde var. İkna olmadığım, inanmadığım hiçbir işin içinde olmadım. Evet geliyor film teklifleri ama maalesef arzu ettiğimiz gibi değil. Arzu ettiğimiz seyirciye seyircinin karşısına çıktığımız zaman kafamız dik çıkabileceğimiz işler gelirse herkesi mutlu edebilecek teklifler gelirse tabii ki. ama şu anda gelen teklifler maalesef o düzeyde değil biz de tiyatromuzla devam ediyoruz. Kartvizitte öncelikle bizim tiyatrocu yazıyor, sinemaya soğuk bakmıyoruz ama illa ki bir film yapalım düşüncesinde değiliz. Sadece keyif alacağımız bir iş olursa yaparız. Nasıl ki tiyatro oyunlarımız beğeniliyor, bunu kendi başımıza söylemiyoruz, bilet sitelerindeki yorumlarla oynadığımız oyunların puanlarına baktığımız zaman hep en yüksek puanları alıyor. Film çektiğimizde eğer düşük puan alırsak seyircilerden o bizi üzer. O yüzden doğru teklif buluyoruz. bekliyoruz.
Röportaj-Yazar/Basın Danışmanı
Alper ERGEZ