15:36 - Kıvılcım Ural, Yeni Albümüyle Türkçe Rock Listelerine Damga Vurdu
20:00 - 21 Yaşındaki “Model of Models 2024” Kraliçesi Semanur Aslan Hız Kesmeden İlerliyor
12:50 - ENES FURKAN BİLGİÇLİ İMZALI “GLOBAL STAR AWARDS” GÖRKEMLİ TÖRENLE SAHİPLERİNİ BULDU
11:51 - Coşkun Sabah’ın Açıklamaları Tepki Çekti: Talat Er’den Yanıt Gecikmedi
14:58 - Mine Ayman ve Erdem Tunç’tan “Sev Beni” Dinleyicilerle Buluştu!
09:53 - Gastrofill Dergisi: Türk Gastronomisinin Zirvesindeki Yolculuğuna Devam Ediyor
08:34 - KADER YILDIZ USTA OYUNCU HALİL ERGÜN İLE BULUŞTU
12:03 - Uluslararası Girişimcilik ve Başarı Ödülleri 2024: Yılın En Prestijli Törenine Hazır Olun
İmamın Manken Kızı gibi romanlarının dizi ve filmlere uyarlanması üzerine çalışmalar yapan Yazar Emine Şenlikoğlu, “Bir yapımcı istediğin gibi senaryo yaz dese ben öyle bir senaryo yazarım ki tüm reytingleri geride bırakır. Ama nerede? Çekiniyorlar onu söylemek yürek ister.” dedi.
Emine Şenlikoğlu gündemdeki diziler hakkında görüşlerini ve yeni projelerini wolagada.com’dan Pınar Özbek’e anlattı.
Kızıl Goncalar dizisinde Müslümanlara iftiralar var demiştiniz? Kızıl Goncalar tümden Müslümanlara mı yoksa bir cemaate mi iftira atıyor?
Çok emin değilim ama zannımı söylüyorum. Bence kimsenin tek bir cemaatle derdi yok. İslam hedef alınıyor. Cemaatler yoluyla da İslam’a vuruluyor.
Kızıl Goncalar dizisinin bilinçli hazırlandığını ifade etmiştiniz? Sizce bu dizi ile ne amaçlıyorlar?
Bilinçli yapılanlar da var. Reyting uğruna her iki tarafa yaranmak isteyende var. Yani iki tarafta izlesin onun menfaatine de olsun diyenler var. Çünkü bazıları sadece reyting endeksi olduğu için onların belirli bir çizgisi yok. Belirli bir hedefi yoktur. Konjonktür nereye dönerse onlarda oraya döner. Onun için onlar reyting için yaparlar. Ama hedefi belirlenmiş, hedefini bilen İslam düşmanları hedefe doğru yürür. Bunu da gayet ustaca yaparlar. Psikolojik savaş kurallarına göre yapar, halka direkt olarak biz sizin dininizi dövüyoruz demez dolaylı yoldan söyler söyleyeceğini…
Kızılcık Şerbeti, Ömer ve Kızıl Goncalar gibi dizilerin aynı yayın dönemlerinde, farklı kanallarda ama benzer içeriklerle yayınlanmasını nasıl değerlendiriyorsunuz?
Zaten aynı kişiler tarafından yapılıyor. Televizyonlarda şöyle bir şey var. Bir konu çok reyting almışsa hemen diğer televizyonda (hepsini kastetmiyorum) ona benzer bir şey yapıyor. Sadece isim, konu değiştiriyor. Çünkü gerçek manada insanlığın ve dünya halkının derdinin neler olduğu bilinci fazla olmadığı için böyle yarış yapmakla meşguller. Dizi için birbirlerinden besleniyorlar. Öyle motive oluyorlar. Çünkü konu bulamıyorlar. Halbuki bilenlere sorsalar değişik konular var ama herkese sormaya da fikirleri elvermiyor.
“TASAVVUF ALEMİNDE KÖTÜ, YANLIŞ VARSA ONU ANCAK MÜSLÜMANLAR ELEŞTİREBİLİR.”
Sinema yada diziler sizce niye din, dindarlık üzerine kurgulanıyor? Din, tarikat, cemaat vs. mutlaka dizilerde bir yere entegre ediliyor ve din adamları kötü gösteriliyor. Sizce neden?
Tasavvuf aleminde kötü, yanlış varsa onu ancak Müslümanlar eleştirebilir. İslam düşmanı eleştir ise düzeltmez o yanlışla oradan da İslam’a vurur. Dolayısıyla hata üstüne hata katlanarak halka ulaşır. Nitekim hedeflerine de ulaşıyorlar. Verdikleri görüntü beyinlere istedikleri gibi nakş olabiliyor. Bunlar başka şey düşünmüyor. Dertleri cemaat değil, cemaatler üzerinden İslam’a vurmak.
“TEMEL PROBLEMLERİMİZ ÜZERİNE GEREKTİĞİ KADAR ÇALIŞILMIYOR. BİZİM DİZİLER, FİLMLER YAPMAMIZ LAZIM.”
Bu vb diziler eğer bir proje ise dindarlar ne gibi önlem almalı? Yada yapacak bir şey yok mu?
Müslümanların bazı konularda ki tavırlarını çok beğenirim ama bazı yerde sıfırın altında sıfırız. İslam dünyasına, İslam alemine, İslam topluluklarına, İslam öncülerine sıfırın altında sıfır veriyorum. Neden çünkü temel problemlerimiz üzerine gerektiği kadar çalışılmıyor. Bizim diziler, filmler yapmamız lazım.
Milli Eğitim’de olan hurafe dolu kitapların değişmesi lazım. İnşallah yeni Milli Eğitim bakanımdan çok umutluyum. Talebeler resmen hocalarına meydan okuyan hale gelmişler. Laçkalık had safhada. Hocadan korkmuyorlar. Neden korksun ki? Öyle bir yüz verildi ki. Talebe dediğin özgür olmalı vs. Kardeşim sınıf, özgürlük alanı değil. Sınıf ders yapma alanıdır, talebeye böyle bir yetki verilmez. Kimsenin de saçmalamaya hakkı yok. Biz Avrupa ülkeleri değiliz. Avrupa da 7 yaşındaki çocuk anne baba dinlemiyor. Ben özgür bireyim diye kimseyi takmıyor. Biz terbiyeli ve asil nesil yetiştirmek istiyorsak önce İslam alemi problemleri çözmek zorunda. Peki nereden işe başlamalıyız? Herkes elinde ki güce göre hesap edip bir şey yapmalı. Geç kalıyoruz, Geç kaldık.
“DİZİ, FİLM YAPACAĞIM DEDİM. KİMSEDEN SESTE YOK. SPONSORDA YOK”
Bakın 20 seneden beri ilan ediyorum dizi ve film yapacağım diye kimseden ses çıkmadı. Sponsor çıkmadı. Yok muydu bu milletin parası, para var ama derdin büyüklüğünü bilmiyor. Filmler çevriliyor. Ne kadar hurafe varsa onları din diye anlatıyorlar. Ya kardeşim dinimiz o zaman ileri adım atamaz. Hurafeler gündeme gelir. İnsanlar hurafeleri öğrenir, onunla bir oyalanır. Ama asıl İslam medeniyetini oluşturan İslam’ı öğrenemez insanlar.
Anlatamıyoruz, bilmiyorum birde o kadar ustaca çalışıyorlar ki mesela bugünün bazı gençlerine beni o kadar korkunç gösteriyorlar ki. Ben “ateistler anne babaları ile evlenebilir” demişim. Bunu aklı başında bir insan söyleyebilir mi? Böyle bir şeyi, böyle söyler mi? Neden yapıyor çünkü bir genç deistse bu kadının iki üç kitabını okursa büyük bir ihtimalle deistliğini bırakır. En azından bir kısmı. Bunun önüne geçmek için bana böyle bir iftira atıyor. Bir başka yazara ya da toplum önderine başka bir iftira atıyor. Öyle hale getiriyor ki genç dini kesimde okuyacak kimse bulamıyor. Nerde hurafeci varsa onları okuyor.
Hurafecilere pek sataşmıyorlar nedense. Hurafecilere sataşan görmedim. Birde kıyıdan köşeden Mustafa Kemal’e yağ yakanlara hiç sataşmıyorlar. Mustafa Kemal’in öyle bir zırhı var. Bazı yağcılar Mustafa Kemal’in zırhına girme ihtiyacı görüyor. Ahlaksız yağcılar. Bazı yağcılar vardır yağcıdır ama derin ahlaki kurallarına da önem verir yani, onda yağcılık yapsa da başka konuda ahlaklıdır. Hangi birini alalım, kimi kiminle çarpalım?
“HOCALARIN TOPLUM ÖNÜNDE İSLAM’I TARTIŞMAYI BIRAKMASI LAZIM.”
Çocuklar bu yapımlardan uzak mı tutulmalı. Özellikle teknolojinin bu denli etkili olduğu bir dönemde nasıl uzak tutulabilir?
Öyle çabuk bilinçli radikal adımlar atmamız lazım ki biz bugün gençlik üzerine yapılan tahribatın önüne geçebilelim. Önce şu toplum önünde İslam’ı tartışmayı hocaların bırakması lazım. Hiçbir konuyu tartışmayalım. Ben mesela bıraktım. Kaç televizyondan teklif geliyor gitmiyorum, katılmıyorum. Bakın tartışmasan beni bir daha başka programa davet etmiyorlar. Çünkü tartışırsam ben acemi tartışmacı ekmeklerine yağ sürüyorum. Bunları anladıktan sonra senin televizyonuna çıkarda tartışma programlarına katılıp tartışır mıyım?
“DİNİ GÖRÜNMEZ HALE GETİRİYORLAR”
Hepimiz kendimize ait ne varsa ona göre onun tedbirlerini alacağız. Yazarsak ona göre yazacağız. Hocaysak ona göre anlatacağız. İslam’ı anlatacağız. Allah’ın gönderdiği dini anlatacağız. Öyle Emevîler’in, Abbasîlerin uydurduğu Hadis-i Şerif diye uydurulan saçma sapan şeyler var ki. Her önüne gelen bir şey uyduruyor.
Dini görünmez hale getiriyorlar. Ya şuna inanabiliyor musunuz? Allah’ın sözünü peygamber iptal ediyor. Ya böyle bir şey nasıl olabilir. Nasıl bir mantık ki bu cinayeti kabul ediyor. Hadis dediğin yanlış da olabilir, uydurma da karışmış olabilir. Ayet gibi olur mu? Peygamber bakıyor ki Allah şöyle demiş peygamber aksini söyleyebilir mi? Söyler mi? Böyle bir peygamber olabilir mi? Allah’a muhalefet ediyor ve Allah’ın zıttına hükümler konuşuyor. Bu İslam aleminde cinayettir, kim bu cinayeti temizleyecek? Kim kaldıracak bu cenazeyi bilmiyorum? Ama birilerinin elini taşın altına değil gerekirse bedenini taşın altına koyması gerekir. Ama bir çözüm bulmalı çünkü din diye bir şey kalmıyor ortada. Öyle güzelim İslam ne hale geliyor?
“İSLAM DÜŞMANLARI FARKLI AÇIDAN VURUYOR İSLAM’A…”
Kadın zaten uydurma hadislerle bir köle. Öyle kadın zaten Sokrates ve Platon’un dönemi gibi bakış açısı hala hâkim. Kadınlar erkeklerle aynı hakka sahip olamazlar, aynı değerde görülemezler. Bir tek bu miras konusu var onları dillerine doluyorlar. Öteki taraftan kadının kendi parasından hiç harcama yapmayacağı ama her şeyi kocasının harcayacağı gündeme gelmiyor. Eleştiriler çok ustaca. Bir de sadece ticarette olan bir olayda iki kadın şahitliği isteme olayında onu da Allah anlatıyor. Biri diğerine hatırlatsın diye. Çünkü erkeğe oranla kadın biraz daha farklı unutabilir. Bide kadın tabi çocuk büyütüyor evde, sonra ticaret konusunda kadınlar erkekler kadar yoğun değildi. Bütün çağlarda böyle olmuş bunu inkâr edemeyiz. Bir alimden de şunu duymuştum: kadın tek gelirse şahit olduğu konuya, bir kadına zulüm de yapılabilir, ama iki kadın olursa biraz daha tedbirli olunmuş olur.
Yani her şeyi İslam düşmanları farklı açıdan vuruyor İslam’a, hurafeleri din gibi gösterenler farklı vuruyor. Ve bugün çok kara bir tablo çıkıyor ortaya. Müslümanlar iyi olan yönlerde nasıl iyilerse isteseler bugün ki eksikleri keşfedip o yönde de çok iyi olabilirler. Yani bizim şu an sen şu mezheptensin ben şu mezheptenim kavgası bir bitsin. Sen şöyle yorum yapıyorsun ayete ben böyle yorum yapıyorum o zaman sen tukaka olmamalı. Kardeşim sen öyle anlamışsındır. Ben öyle anladım hesabı Allah sorar dememiz lazım. Biz öyle demiyoruz hesabı biz sorarız başkası hesap soramaz. Burada ben varım hesabı ben sorarım, sen kimsin de Allah’ın soracağı hesabı soracaksın?
KORKUSUZ TELEVİZYON LAZIM BİZLERE
Muhafazakarların yönettiği kanalların mecraların burada mesuliyeti var mı?
Yavaş yavaş olacak kanaatindeyim. Bazıları yapıyor mesela bu konuda bana TRT 1 biraz daha gayretli gibi geliyor. Fazla dizi izleyemiyorum da birilerinden duyduğum zaman aldığım izlenimleri söylüyorum. Daha korkusuz televizyon lazım bizlere. Bir televizyoncu, yapımcı bana şunu söylese istediğin gibi senaryo yaz dese ben öyle bir senaryo yaparım ki tüm reytingleri geride bırakır. Ama nerede, yürek istiyor, onu söylemek için illa bir televizyon bunu söylemek için bir şeyden çekinebiliyor.
“KİTAPLARIMI YAZARKEN FİLM, DİZİ OLACAK HAYALİYLE YAZDIM”
Herhangi bir kanala ya da yapımcıya dizi, film yapmaları için teklif götürdünüz mü?
20 senedir uğraşıyorum. Bir atılımımız var bakalım nasip. Tam belli bir şey yok ama olacak gibi duran bir şeyler var. Yani kesin demiyorum çünkü kimse bana kesin bir şey demiyor.
Hangi Kitabınızın film yada dizi olmasını isterdiniz?
Benim 7-8 tane kitabım harikulade dizi, film olur. Yazarken zaten hep film olacak hayali ile yazmıştım. Mesela İmamın Manken Kızı, Sorma Nasılsa Cevabı Yok, Çingene, Harcandık kitabı mesela fevkalade dizi, film olur. Ben konuları hep gerçek hayatlardan aldığım için, insanları dinleye dinleye halkın nabzını tuta tuta yazdığım için romanlarımı o yüzden ortaya hakikaten güzel yazan romancı kardeşlerimizin romanları gibi benimkiler de güzel oluyor. Ve o kadar istekliyim ama bilmiyorum. Özellikle sitcom yazmaya, yapmaya çalışıyorum. Yapımcılara sitcom götürebilirim.
Gündemdeki “İnci Taneleri” dizisine rakip olarak “İmamın Manken Kızı” kitabınız dizi olarak yayınlanırsa nasıl olur?
İmamın manken kızı üzerinde dizi için senaryo çalışması yapıyoruz var ama net değil, biz çalışıyoruz. İlgilenen yapımcılar ile görüşmeler yapıyoruz.
Kıymetli zamanınızı bize ve okurlarımıza ayırdığınız için teşekkür ederiz. Gençlere yeni ufuklar açabilecek bilgi ve birikim yüklü kitaplarınızı en kısa sürede beyaz perde de görmek nasip olur inşallah.