00:34 - TÜRKÜLERİN YÜREĞİNDEN GELEN SES: ESRA ÖZTÜRK’ÜN 30 YILLIK SANAT YOLCULUĞU
00:15 - BÖYLE OLUR YALVAÇ AİLESİNİN SÜNNET DÜĞÜNÜ…
00:01 - Aşk, üretimime ilham veriyor…
19:49 - Göktürk Dergisi 7. Yılın Enleri Ödül Töreni İçin Geri Sayım Başladı
18:56 - ÖMÜR GEDİK’TEN ANLAMLI ÇAĞRI: “MUTLU EVLİLİĞE GİDEN YOL İYİLİKTEN GEÇER”
18:01 - İyi insanlar toplantısı “Az zamanda çok işler yaptık”
00:10 - Burçak Kaya’dan yeni tekli… ‘Yoruldum yorgunum’
23:43 - Bodrum’da Nostalji Rüzgarı: 80’ler 90’lar Geri Döndü
Sergiye, “Hafıza Kalıntıları” ismini veren Ahmet Aydın Atmaca; kalıntılar vurgusuyla arkeolojik bir teması imlese de söz konusu kelime, doğrudan unutmanın bazen tersine kökleşen, kökleşirken ufalanan gerçekliğine dokunur. Sanatçının heykellerine eşlik eden desenler kökleşen unutmanın envanteridir ve aralarında ayrılık içinde bir özdeşlik vardır. Bu durumun yarattığı kesişme her seferinde unutmanın kaydını hatırlatır. Heykel mi desenden desen mi heykelden yola çıktı sorusu akla düşse de her iki üretim de kendinden çıkışı kendine dönüşü ve bunun tam tersini düşündürür.
Hafıza Kalıntıları; unutmanın katılaşan bir akışkanlıkla yeryüzünü sardığı, sararken tüm heybetiyle köklendiğini anlatan bir sergidir.
SERGİDEN KARELER